Jean Marie Laclavetine - Usulca
Arka Kapak
Yumuşak huylu bir insan olan Vincent Artus, karısından başka kimseyi öldürmüş değildi. Béatrice'in bakışlarında... bir kuşku ışığı yansımıştı birkaç saniye boyunca. Patikanın kenarında, gözleri Vincent'a dikilmiş halde, bir an havada asılı kalmıştı. Şaşkınlıktan, leylak rengi lekeler belirmişti yüzünde, ve sanki uçacakmış gibi kollarını çırpmıştı. Oysa uçmadı. Bedeni, düşüşüne eşlik eden taşların şangırtısı arasında, bir sitem gibi giderek ağırlaşarak, zıplaya zıplaya yuvarlandı bayırdan aşağı.'
Kendi halinde bir insan olan Doktor Vincent Artus'u zaman zaman tedirgin eden tek şey, öldürdüğü karısı Béatrice'le ilgili anılardır. Ömrü, tek dostu Sémione'la birlikte çalıştığı dispanserle, papağanı Pumblechook'la yaşadığı kamyon arasında tükenip gitmektedir. Hastaları, Café Le Petit Pompon'daki aperitifler, haftada bir Sémione'la sabaha kadar süren poker partileri, sevimsiz pazar günleri Paris sokaklarında kamyonla gezintiler ve Pumblechook'un bakımı yegâne uğraşlarıdır. Bu sakin yaşamı bir gün, Béatrice'in - varlığından bile haberdar olmadığı- ilk evliliğinden olan kızı Camille'in ortaya çıkmasıyla altüst olacaktır. Camille, hâlâ yaşadığına inandığı annesini bulmak istemektedir ve Vincent'ı, ona bu arayışında yardımcı olmaya zorlar. Artus, önce direnmeye çalışsa da sonunda, tıpkı annesi gibi gizemli bir çekiciliğe sahip olan bu inatçı ve küstah kıza boyun eğmek zorunda kalır.. Ancak, işlenen cinayet ortaya çıkarılmadan bir ölünün izi nasıl bulunabilir ki? Paris sokaklarında bir kovalamacayla başlayan bu serüven, Pireneler'in ıssız ve sevimsiz bir uçurumunda, süpriz bir sonla noktalanır.
0 yorum:
Yorum Gönder